İspanya’yı 36 Sene Yöneten Yakın Tarihin En Acımasız Diktatörlerinden General Franco 48 Sene Önce Bugün Öldü
6 mins read

İspanya’yı 36 Sene Yöneten Yakın Tarihin En Acımasız Diktatörlerinden General Franco 48 Sene Önce Bugün Öldü

Tüm dünyada 20. yüzyılın gördüğü en etkili siyasi ve askeri aktörlerden İspanyol Diktatör General Franco, uzun yıllar süren iktidarının ardından 20 Kasım 1975’te 82 yaşında hayatını kaybetti.

Franco’nun hüküm sürdüğü uzun yıllar, İspanya’da iç savaşın ve korku imparatorluğunun devri oldu.

İspanya iç savaşı sırasında Ordu’nun denetimini ele geçiren ve kanlı mücadeleler sonunda savaşı kazanan Franco, bu sayede çok uzun yıllar İspanya’nın tek hakimi olarak kalmayı başardı.

Öyleyse gelin, yakın tarihin gördüğü en acımasız diktatörlerden birisini daha yakından tanıyalım.

Francisco Franco Bahamonde, “son faşist diktatör” ve “eşsiz önder” gibi sıfatlara sahip unutulmaz İspanyol diktatör. İspanya iç savaşını kazandıktan sonra 36 sene ülkenin başında kalmayı ve iktidarın sahibi olmayı başardı.

1931’de İspanya’da krallığın devrilmesinden sonra kurulan cumhuriyet yönetimi koyu bir antimilitarist politika izlemeye başladı. Askerlere karşı tavır alan yeni yönetim Ordu’da rahatsızlıklara yol açıyordu. O günlerde 40 yaşında olan Franco, İspanyol Ordusu’nda bir tuğgeneraldi. 

Cesaretiyle Ordu’da büyük bir üne kavuşan Franco, hırslı karakteriyle daha yüksek mertebeleri hayal ediyordu.

1936 yılında mevcut hükümete karşı darbe hazırlıklarına girişen General Franco, İspanyol ordusunun denetimini 24 saat gibi kısa bir sürede ele geçirmeyi başardı.

Ardından ordusuyla beraber İspanya’ya çıktı ve Madrid’e doğru ilerlemeye başladı. Madrid ve Barselona dışındaki garnizonların çoğunun ayaklanmaya katılmasıyla üç yıl sürecek İspanya İç Savaşı başlamış oldu. 

Şimdi General Franco için iki ihtimal vardı. Ya iç savaşı kazanıp ülkenin tek hakimi olacak ya da kaybedip idam edilecekti. 

Bunun bilincince olarak son derece kararlı ve acımasız bir savaşa girişti.

İspanya İç Savaşı yaklaşık 3 yıl sürdü ve 1939’un mart ayında milliyetçilerin, Madrid’e girmeleri ile sonuçlandı. Milliyetçilerin 1939 Mart sonunda başkente girmesiyle İspanya’da uzun yıllar sürecek olan Franco diktatörlüğü başlamış oldu.

Savaş sonrası Franco, cumhuriyetçilere karşı cadı avı başlattı. Binlerce cumhuriyetçi başta Fransa olmak üzere başka ülkelere kaçmak zorunda kaldı. Yüz binlercesi tutuklandı. Hitler Almanyası bu süreçte en kazançlı çıkan ülke oldu. İspanya İç Savaşı, Hitler’in durumunu güçlendirdi. Fransa üçüncü bir faşist komşuya sahip oldu.

İspanya, İkinci Dünya Savaşı’na resmi olarak katılmasa da her zaman Berlin-Roma-Tokyo hattına yakın durdu.

İç savaş sonrası ülkede tam bir denetim sağlayan ve zaferini ilan eden Franco, artık İspanya’nın tek lideriydi ve ülkeyi eski gücüne ulaştırmak için askeri yatırımlarına devam etti.

Franco’nun en önemli başarısı ise her ne kadar Hitler’e yakın da gözükse İkinci Dünya Savaşı’na katılmaktan sakınması ve ülkesini dışarıda tutmayı başarması oldu.

İkinci Dünya Savaşı’nı müttefikler kazanınca Franco yalnız kaldı ve dünyadan dışlandı.

Ancak Soğuk Savaş döneminde Sovyetler’e karşı Franco ile iş birliği anlaşması imzalandı. Bu sayede İspanya’yı dışlama politikaları sona erdi.

1950’ler ve 1960’larda Franco bazı liberalleşme eğilimleri göstermesine rağmen, bu dönemde de eleştirilere aldırış etmeden yönetimini sürdürdü.

Sağcı otoriter önderlerinin çoğunun aksine Franco, yönetiminin kendi ölümünden sonra da sürmesi için önlemler aldı. 

1947’de yaptırdığı referandumla İspanya’da monarşi yönetimi yeniden kuruldu ve Franco yaşam boyu kral naibi ilan edildi. 

1966’da yürürlüğe koyduğu bir düzenlemeyle devlet ve hükûmet başkanının yetkilerini birbirinden ayıran Franco, 1967’de az sayıda Meclis üyesinin seçimle belirlenmesine izin verdi.

Bask bölgesinde ve Katalonya’da İspanya’nın toprak bütünlüğünü tehdit ettiği gerekçesiyle bölgesel otonomiye tümüyle son verdi.

Franco, İspanya’da bölgesel ayrılıkçılığı engellemek için ülke genelinde İspanyolca dışında Baskça ve Katalanca gibi yerel dillere bir dizi yasak getirdi.

İspanya onun döneminde katı bir şekilde merkezden yönetilen bir ülke oldu.

Tıpkı iç savaşta olduğu gibi Franco’nun güçlü olduğu dönemlerde de Katalan ve Basklılar’ın bazı ayrılıkçı ayaklanmaları olmuş; ancak her defasında bu isyanlar Franco’nun askerleri tarafından sert bir şekilde bastırılmıştır. 

Ayrıca Franco iç savaşta burjuvadan ve kiliseden de büyük destek almıştır.

Koyu bir Katolik olan Diktatör Franco, İspanyol kadınının çalışma hayatına ciddi kısıtlamalar da getirdi. Sürekli olarak tüm İspanyol vatandaşlarının çok çocuk sahibi olmalarını istemiş ve İspanyol halkını buna ikna etmeye çalışmıştır.

Ülkedeki Franco karşıtları ise ya hapishanelere gönderilmiş ya da vatandaşlıktan çıkarılarak ülkeden sınır dışı edilmiştir.

İngiliz yazar George Orwell’ın distopik bir bilimkurgu romanı olan 1984, Franco İspanyasından esinlenerek yazılmıştır. Ayrıca İspanya İç Savaşı’nın anlatıldığı Amerikalı yazar Ernest Hemingway imzalı Çanlar Kimin için Çalıyor romanı da İspanya’nın kötü şöhretine dair önemli eserlerden biridir.

General Franco, uzun süren rahatsızlığının sonunda 20 Kasım 1975’te hayatını kaybetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir